Klinik Hakkında
21 Ekim 2022

Böbreklerin fonksiyonlarını yerine getirememesine bağlı olarak üre, kreatinin, fosfor ve potasyum gibi maddeler kan düzeyinde artar. Vücut için zararlı olan bu maddeler normalde idrar ile atılırken kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda bu işlem, hemodiyaliz yöntemi ile diyaliz makinesi yardımıyla yapılır. Hemodiyaliz, hastanın kirli kanının diyaliz makinesine alınarak temizlendiği ve ardından kanın tekrar hastaya verildiği işlemdir. Fistül, greft ya da kateter kullanılarak hastadan alınan kan, diyaliz makinesinin içinde bulunan diyalizör adı verilen kılcal filtrelerden geçirilir. Vücuttan uzaklaştırılması gereken toksik maddeler, filtrelerin dış kısmında bulunan diyaliz sıvısı ya da farklı bir deyişle diyalizata karışır ve böylece kandan uzaklaştırılır. Filtreleme işleminin ardından kan, sıvı ve solüt içeriği bakımından dengelenir ve hastaya damar yolu ile verilir. Sıklıkla sorulan "Hemodiyaliz nedir?" sorusu bu şekilde yanıtlanabilir. Hemodiyalizin haftada kaç seans yapılması gerektiği, seansın süresi, diyaliz sırasında kullanılan diyalizör ve diyalizat hastanın fizyolojik ihtiyaçlarına göre hekim tarafından belirlenir.
Kanda bulunan zararlı maddelerin temizlenmesi ve vücutta eksik olan bazı tuzların tamamlanması için yapılan hemodiyaliz işlemi öncesinde diyalizör belirlenir ve sterilize edilir. İşlem öncesinde diyaliz cihazından iki litre kadar serum fizyolojik geçirilerek sterilizasyon işlemi sırasında kullanılan maddeler cihazdan uzaklaştırılır. Hemodiyaliz için hastaneye gelen hastaya öncelikle damar yolu açılır. Bu işlem için üç farklı yol izlenebilir:
Kateter: Geçici damar yolu için kullanılan kateter, kasıktan, boyundan ya da köprücük kemiğinin alt kısmından takılır. Takıldıktan hemen sonra kullanılabilen katetere, çoğunlukla acil durumlarda gerek duyulur.
Fistül: Hemodiyaliz için en güvenilir yol olan fistül, aynı zamanda en uzun süre ile kullanılabilen yöntemdir. Atardamar ve toplardamarın cerrahi operasyonla birleştirilmesi sonucunda elde edilen arteriyovenöz fistül (AVF), iyi bir diyaliz için gerekli olan toplardamar içindeki kan akımını hızlandırır. Kalıcı damar yolu olan fistülün, hemodiyaliz amacıyla kullanılabilmesi için operasyonun ardından yaklaşık 2-3 hafta geçmesi gerekir.
Greft: Bir diğer kalıcı damar yolu olan greft, vücuda yapay damar takılması olarak tanımlanabilir. Cerrahi müdahale ile yapılan greftte de atardamar ve toplardamar suni bir damarla birleştirilir. Greftin, hemodiyaliz için kullanımından önce de yaklaşık 2-3 hafta beklenmesi gerekir.
Hastaya, kirli kanın damardan alınması ve hemodiyaliz ile temizlenen kanın dolaşım sistemine geri verilmesi için iki iğne yerleştirilir. Fistül, greft ya da kateter kullanılarak hastadan alınan kan, diyaliz cihazına çekilir. Kanda bulunan üre, kreatinin, fosfor ve potasyum gibi vücuttan atılması gereken atık maddeler vücuttan alınarak diyalizör adlı yapay bir filtreden geçirilir. Kanın, diyalizör adı verilen çok sayıda kılcal filtreden geçişi sırasında kandan filtrelenmesi gereken zararlı maddeler kılcal filtrelerin dışında bulunan diyalizat sıvısına aktarılarak kandan uzaklaştırılır. Bu işlemin ardından kan, vücuda geri verilir. Farklı bir deyişle toplardamardan bir iğne aracılığıyla alınan kan, diyaliz makinesinden geçirilir ve filtrelenir. Kan dolaşımından uzaklaştırılması gereken maddeler ayrıştırıldıktan sonra kan, tekrar damar yolu ile hastaya verilir. Bu işlem yaklaşık dört saat boyunca devam eder.
Yapay böbrek olarak da bilinen hemodiyaliz, kanın vücut dışında bir makine aracılığıyla temizlenmesinin ardından tekrar dolaşım sistemine verilmesi yöntemidir. Hastanın sağlık durumuna göre haftada iki ya da üç kez yapılan hemodiyaliz işleminin her bir seansı yaklaşık dört saat sürer. Hemodiyalizin avantajları şöyle sıralanabilir:
Hastanın bakım yükünü azaltır.
Tedavi, eğitimli personel tarafından yapılır.
Peritoneal diyalize kıyasla daha hızlı, verimli ve konforludur.
Zararlı maddeler, hızla vücuttan uzaklaştırılır.
Diğer yöntemlere göre daha uzun aralıklarla yapıldığından hastanın yaşam kalitesini artırır.
Hemodiyaliz ünitesinde hastalar, birbirleriyle iletişim kurarak stres seviyelerini düşürebilirler.
Farklı nedenlerden dolayı kronik böbrek yetmezliği gelişen hastalarda, böbreğin en küçük işlevsel birimi olan nefron sayısı geri döndürülemez bir şekilde azalır. Böbreklerin, sağlıklı bir şekilde işlevini yerine getirememesine bağlı olarak vücudun su, elektrolit ve pH dengesi bozulur. Hayati tehlikeye yol açan bu durum, hemodiyaliz yöntemi ile düzenlenir. Dolayısıyla hemodiyaliz, böbrek nakli ile tedavi olmayı bekleyen kronik böbrek hastalarının ihtiyaçlarının karşılanması için yaygın olarak uygulanan bir yöntemdir. Ayrıca böbreklerin geçici olarak görevini yerine getiremediği akut böbrek yetmezliği vakalarında da hemodiyaliz uygulanabilir. Kronik böbrek yetmezliği olan kişilerin, düzenli olarak hekim kontrolüne gitmeleri gerekir. Böylece hastanın, ne sıklıkla ve ne kadar süreyle hemodiyaliz yaptırması gerektiği rahatlıkla saptanabilir. Hastanın ne tip diyalizöre ihtiyaç duyduğu, tedavi sırasında diyaliz cihazında kan ve diyalizatın hangi hızda dolaşması gerektiği de belirlenir. Kronik böbrek yetmezliği hastalarının, aşağıdaki belirtileri göstermesi durumunda mutlaka bu semptomları hekime bildirmesi gerekir:
Bacaklarda şişlik
Nabız düşüklüğü veya yüksekliği
Bilinç kaybı ya da bozukluğu
Yorgunluk ve hâlsizlik
Nefes darlığı
Bulantı
İştah ya da kilo kaybı
Hıçkırık
Uyku bozuklukları
Bu belirtilerin ışığında yapılan muayene ve tetkikler sonunda diyaliz programının yeniden düzenlenmesi gerekebilir.
Hemodiyaliz hastalarının diyaliz programına uyması son derece önemlidir. Tedavi periyodunun atlanması, sağlık açısından son derece zararlıdır. Tuz ve sıvı tüketimi, hekimin belirlediği sınırlar içinde tutulmalıdır. Ayrıca fosfor ve potasyum tüketimi de kontrol altında tutulmalıdır. Kan düzeyinde fosfor, kalsiyum ve parathormon seviyelerine göre D vitamini kullanılması gerekebilir. Bu yüzden hemodiyaliz hastalarının diyetisyene başvurması ve hastanın kendisine uygun bir diyet listesi oluşturulması son derece önemlidir. İdeal kilonun korunması, düzenli egzersiz, alkol ve sigara tüketiminin bırakılması da hemodiyaliz hastalarının yaşam kalitesini yükselten etkenler arasında yer alır.
Erzin Devlet Hastanesi’nde hastaların evden hastaneye ve hastaneden eve rahatça ulaşım sağlaması için hastane bünyesinde servis hizmeti bulunur. Hastanın hemodiyaliz işlemi sırasında konforunu arttırmaya yönelik olarak uydu yayınlarının takibinin yapılmasını sağlayan LCD sistemi mevcuttur. Tüm bunların yanı sıra olası diyaliz dışı sağlık problemleri için konsültasyon sistemi bulunur. Hastalara psikolojik rehberlik ve danışmanlık hizmeti veren psikologlardan ve kişiye özel olarak oluşturulan beslenme programı için uzman diyetisyenlerden de destek alınabilir. Sağlıklı günler dileriz.